Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the ultimate-blocks domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/onurozan.com/httpdocs/wp-includes/functions.php on line 6121

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the happy-rider domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/onurozan.com/httpdocs/wp-includes/functions.php on line 6121
Koçluk, Neden Okullardaki Eğitim Sistemine Entegre Olmalı? – Onur Ozan
Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Koçluk, Neden Okullardaki Eğitim Sistemine Entegre Olmalı?

Bu sorunun cevabını bulabilmek için, ilk olarak kısaca okul sisteminin doğuşundan bahsedelim. Bugün birçok insan bilinçli veya bilinç dışı şekilde, öğrenmenin yalnızca okullarda ve eğitimle olacağı fikrine oldukça yakın. Ancak gerçek bundan biraz uzak. Geçmişe baktığımızda insan, o günün koşullarıyla orantılı olarak ilk dönemlerinde izleyerek, dinleyerek ve deneyimleyerek öğreniyordu. 

Avcı-toplayıcı toplumun gençleri, avcılığı ilk olarak büyüklerini izleyerek veya onların hikayelerini dinleyerek öğreniyor, deneyimleyerek pekiştiriyordu. Öğrenme ve gelişim okullarda eğitimle değil, akışta veya işbaşında gerçekleşiyordu.

Avcı-toplayıcı dönemden tarım toplumuna ve özellikle sanayi toplumuna doğru ilerlerken, gelişmiş insan kaynağına olan ihtiyaç arttı. Çünkü özellikle sanayide çalışacak insanların eğitimli olması gerekiyordu. İşte bu yüzden, o günün ihtiyaçlarını karşılamak üzere dini kurumlar gibi çatıların altında gerçekleşen eğitimi de yapılandırmanın zamanı gelmişti ve bu süreçte okullar hayatımıza girdi. 

Okullar, o dönemde sadece sanayi toplumuna gelişmiş insan kaynağı yetiştirmek için değil; siyasi, askeri ve dini bazı amaçlar için de gerekliydi. İşte, o dönem hayatımıza giren okullar, başarılı olduğu ve açıkta bıraktığı alanlarla bugün de varlığını sürdürüyor. 

Geçmişte, farklı ihtiyaçları gidermek için ortaya çıkan okulların içerisindeki eğitim sisteminin, günümüz insanının ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığının tartışmaya açık olduğunu söyleyebiliriz. 

Bu aşamada; “Koçluk, neden okullardaki eğitim sistemine entegre olmalı?” sorusuna yanıt ararken, Ivan Illich’in “Okulsuz Toplum” kitabından ilhamla, okullardaki eğitim sisteminin başarılı olduğu ve açıkta bıraktığı alanları değerlendireceğiz.

Okullardaki Eğitim Sisteminin Başarılı Olduğu Alanlardan Bazıları

Okullar, en başta kitlesel bir gelişim aracıdır.

• Sosyal beceriler geliştirmemizi ve toplumsal entegrasyonu sağlar,

• Belirli bir müfredat ve öğretim programıyla öğrencilere genel ve standartlaştırılmış eğitim sunar,

• Disiplin ve düzenli bir yapı sağlayarak sorumluluk bilincini geliştirir.

Okullardaki Eğitim Sisteminin Açıkta Bıraktığı Alanlardan Bazıları

Ivan Illich’in “Okulsuz Toplum” kitabında da belirttiği gibi, okulların gelişime katkısı sınırlı olabilir. Okulların açıkta bıraktığı alanlardan birkaçını -doğruluk iddia etmeksizin- sayacak olursak;

• Aynı yaşta olan çocukları bir araya toplayan okullar, kimseye biricik olduğunu hissettirmeyebilir,

• Düşüncelerinize görünmez bariyerler çizebilir,

• Rekabet ve stres yaratabilir, 

• Herkesin öğrenme hızının aynı olduğunu varsayabilir,

• Bir şeyi öğrenmek için, her zaman bir öğreticiye ihtiyaç olduğu inancını ateşleyebilir,

• Çoğunlukla çabayı değil, sonucu takdir edebilir,

• Sınırlı yaratıcılık ve özgünlük imkânı sunabilir.

Okulların içerisindeki eğitim sisteminin açıkta bıraktığı düşünülen tüm bu alanlar veya başka nedenlerle, öğrencilerin başarılarını artırmak ve potansiyellerini keşfetmek için farklı yaklaşımlar arayışı içerisindeyiz. “Bu açık alanları nasıl destekleyebiliriz?’’ sorusuna cevap aradığımızda da koçluk, ön plana çıkan yaklaşımlardan biridir. Peki, koçluk yaklaşımının başarılı olduğu ve açıkta bıraktığı alanlar neler?

Koçluk Yaklaşımının Başarılı Olduğu Alanlardan Bazıları

Koçluk, en başta bireysel bir gelişim aracıdır.

• Bireyleri performansları için yargılamaz,

• Not ile takdir etmez ve bilmeme durumunda cezalandırmaz,

• Önyargı, yargı ve varsayımdan uzak yaklaşır,

• Destekler, empati ve ilgi gösterir,

• Duyguları tanımanızı ve anlamlandırmanızı sağlar,

• Problem çözme ve karar verme becerilerini geliştirir,

• Farklı çerçeveden bakmak ve yeni bakış açıları oluşturmak için destekler.

Koçluk Yaklaşımının Açıkta Bıraktığı Alanlardan Bazıları

• Koçlukta kaynak sınırlılığı vardır. Bireysel rehberlik ve mentorluk gerektirdiği için maliyetlere yol açabilir.

• Her öğrenciye farklı bir yaklaşım gerektirdiği için standartlaştırılmış bir öğrenme deneyimi sunmakta zorluklar yaşanabilir.

• Koçluk, daha az yapılandırılmış bir yaklaşım olduğu için öğrencilerin disiplin ve takip konusunda yeterli denetime ihtiyaç duyduğu durumlar olabilir.

Sonuç olarak, okulların içerisindeki eğitim sisteminin açıkta bıraktığı ancak koçluğun tamamlayabildiği alanları göz önünde bulundurduğumuzda, koçluk yaklaşımının okullardaki eğitim sistemi için gerekli bir destekleyici olduğunu söyleyebiliriz. 

Öğrencilerin, bireysel ihtiyaçlarına da destek sağlayan eğitimde koçluk yaklaşımının daha fazla önem kazanması ve uygulanması, öğrencilerin daha anlamlı ve etkili bir öğrenme deneyimi yaşamalarını sağlayabilir.

Ayrıca koçluk yaklaşımı, eğitimdeki öğretmen-öğrenci ilişkisini de dönüştürebilir. Geleneksel sınıf ortamlarında öğretmenler, bilgi aktaran ve otorite konumunda olan kişiler olarak görülürken, koçluk yaklaşımıyla öğretmenler daha çok rehber ve mentor rolünü üstlenebilir. 

Elbette, eğitim sisteminin tamamen koçluk temelli bir modele dönüşmesi kolay değil. Ancak, koçluk yaklaşımının eğitim sistemine entegre edilmesi, öğrencilerin bireysel potansiyellerini keşfetmelerine ve kendilerini gerçekleştirmelerine yardımcı olabilir.